Skip links

Çocuklarda Obezite Metabolik Sendrom

Günümüzde dünyada ve ülkemizde obezite sıklığı artmakta, sadece yetişkinleri değil, çocukları ve gençleri de etkilemektedir. Çocuklarda hem fazla kilo ve obezite hem de mikro besin eksiklikleri önemli düzeylere ulaşmaktadır.

Fazla kilolu çocuklarda olası sağlık sorunları (insülin direnci- hiperinsülinemi, tıp 2 diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, metabolik sendrom, mensturasyon düzensizlikleri, aşırı kıllanma, ortopedik sorunlar ve ruhsal sorunlar) açısından değerlendirilmesi gerekir.

Çocuklarda sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlikle birlikte gelişen obezite erişkin dönemde de devam etme potansiyeli nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Sağlıksız beslenme ve fiziksel hareketsizlik gibi faktörler yüksek tansiyon, fazla kiloluluk/obezite, hiperglisemi ve hiperlipidemi gibi metabolik/ fizyolojik değişikliklere neden olur.

Özellikle yaşamın ilk yıllarında anne sütüyle beslenen çocuklarda obezite sıklığının daha az olduğu, anne sütü verilme süresi, tamamlayıcı besinlerin türü, miktarı ve başlama zamanlarının obezite gelişimi üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir. DSÖ ve UNICEF 6 ay tek başına anne sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte güvenilir, uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlatılmasının, en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtmektedir.

Fiziksel aktivite yetersizliği: düzenli fiziksel aktivitenin kardiyovasküler hastalık, yüksek tansiyon, fazla kiloluluk/obezite, diyabet, meme ve kolon kanseri ve depresyon riskini azalttığı gösterilmiştir.

Sağlıksız beslenme: tuzun önerilen miktarından fazla tüketilmesi yüksek tansiyon ve kardiyovasküler hastalık açısından yüksek risk oluşturmaktadır. Doymuş yağların ve trans yağ asitlerinin fazla tüketimi, kalp hastalığıyla ilişkilidir. Şeker ve şekerli yiyeceklerin fazla tüketimi, fazla ve gereksiz enerji alınmasına, vücut ağırlığının artmasına ve besleyici değeri yüksek diğer yiyeceklerin tüketiminin de azalmasına neden olmaktadır. Şeker tüketiminin fazla olması metabolik sendrom, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalıkları riski ile ilişkilidir.

Obezitenin neden olduğu sağlık sorunları/risk faktörleri

  • Kardiyovasküler sistem hastalıkları
    • Konjestif kalp yetmezliği
    • Koroner arter hastalığı
    • Hipertansiyon
    • Periferik damar hastalıkları
  • Nörolojik hastalıkları
    • İnme
    • Subaraknoid kanama
    • Periferik ve tuzak nöropatiler
  • Metabolik-hormonal bozukluklar
    • İnsülin direnci, hiperinsülinemi
    • Tıp 2 diyabet
    • Lipid profil bozukluğu
    • Hipertansiyon
    • Gut hastalığı
  • Solunum sistemi hastalıkları
    • Obezite-hipoventilasyon sendromu
    • Obstruktif uyku apne sendromu
  • Sindirim sistemi hastalıkları
    • Gastroözofagial reflü hastalığı
    • Hiatal herni
    • Safra taşı ve safra yolları hastalıkları
    • Karaciğer hastalıkları: yağlı karaciğer, siroz
  • Genitoüriner sistem hastalıkları
    • Cinsel işlev bozuklukları
    • Gebelik komplikasyonları
  • Deri hastalıkları
  • Kanser
    • Meme
    • Kolon
    • Rahim
  • Mekanik komplikasyonlar
    • Artrit, artroz
    • Düşmeye eğilim
  • Psikolojik sorunlar
    • Psikolojik sorunlar ve sosyal izolasyon

Metabolik sendrom yetişkinlerde sık görülmekle birlikte çocuk ve adolesanları da etkilemektedir.

Obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon ya da kalp hastalığı açısından pozitif aile öyküsüne sahip olan çocuklarda vücut ağırlığı, BKI (boy-kilo indeksi), bel çevresi, tansiyon, LDL kolesterol düzeyi, açlık insülin düzeyi ve HOMA-IR değeri daha yüksek bulunmaktadır.

Obezite; 

İki yaş üzeri çocuklarda BKİ (kg/m2)

  • 85. persentilin üzerinde ise aşırı kilolu,
  • 95. persentilin üzerinde ise obez veya aşırı kilolu,
  • 99. persentilin üzerinde ise morbid obez olarak değerlendirilir

İki yaş altı çocuklarda ayına göre olması gereken kilonun >% 85’i fazla kilolu olarak adlandırılmakta, obez denilmemektedir.

Çocuklarda insülin direncinin en sık nedeni obezite olup BKI ile metabolik sendrom bileşenleri arasında pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Obezite (BKI>95) ve ailede pozitif hastalık öyküsünün olması çocuklarda metabolik sendrom görülme sıklığını arttırmaktadır. Çocuk polikliniğine başvuran özellikle obez çocuklar olmak üzere ailesinde tıp 2 diyabet ve/veya metabolik sendrom bileşenleri olan çocuklar daha yakından izlenmelidir.

Metabolik sendrom için risk faktörleri;

  • Ailede metabolik sendrom öyküsü
  • Erkek cinsiyet
  • Fiziksel aktivite düşüklüğü(sedanter yaşam)
  • Televizyon, tablet, bilgisayar önünde geçirilen zaman
  • Sigara içmek
  • Yüksek fruktoz alımı (işlenmiş besin ve içeceklerden) (meyve-sebze ile yüksek alımı mümkün değildir)
  • Antipsikotik ilaç alımı
  • Erken ya da geç menarş

Klinik özellikleri;

  • Obezite
    • boy kilo indeksi
    • Bel çevresi (bel/boy>0,6 risk faktörüdür)
  • Lipid profil bozukluğu
  • Artmış trigliserit ve azalmış HDL kolesterol (TG/HDL>3 risk daha fazladır)
  • Hipertansiyon
  • İnsülin direnci /tıp 2 DM/Glukoz intoleransı
  • Polikistik over sendromu
  • Artmış inflamasyon

 

Çocuk ve adolesanlarda metabolik sendromun tanı kriterleri;

6-9 yaş:

  • Bu yaş grubunda metabolik sendrom tanısı konulamaz ama bel çevresi>90p ise ve ya ailede diyabet, insülin direnci, metabolik sendrom hikayesi varsa dikkatli olunmalıdır.

10-16 yaş:

  • Bel çevresi >90 p (ön koşul)
  • Aşağıdakilerden 2 veya daha fazlası;
    • Açlık glikozu >100mg/dl
    • Hipertansiyon (sistolik >130 ya da diyastolik >85mmHg)
    • Trigliserit >150 mg/dl
    • HDL kolesterol <40mg/dl

16 yaş:

  • Bel çevresi
    • Erkek >94cm
    • Kız >80cm
  • Aşağıdakilerden 2 ya da fazlası
    • Açlık glikozu>100m/dl veya tıp 2 diyabet
    • Hipertansiyon (>135-85mmHg)
    • Trigliserit >150mg/dl
    • HDL kolesterol
      • Erkek <40mg/dl
      • Kız <50mg/dl

Tedavi:

  • Tıbbi beslenme tedavisi
    • BKI’deki küçük değişikliklerin bile tedavide etkisi büyüktür
    • Depresyon ve duygu durum bozuklukları açısından dikkatli olunmalıdır
    • Diyet yağı
      • Miktarı ve kompozisyonu önemlidir
      • Omega-3 alımını arttırmak
    • Diyet karbonhidratı
      • Miktar, glisemik indeks, diyet posası önemlidir
  • Fiziksel aktivite (aile tedavi programının içinde olmalıdır)
    • Ağırlık kaybından bağımsız olarak insülin direncini azaltır
    • Kan lipid profilini iyileştirir